SEVGİ SOYSAL-TANTE ROSA İNCELEME

TANTE ROSA

İlk basımı 1968 yılında yapılan Tante Rosa on dört kısa hikayeden oluşmaktadır. Kitabın ilk hikayesi olan “Tante Rosa At Cambazı Olamadı” da Rosa at cambazı olmaya özenmiştir. Bunun için sirke gider ve denemeleri sonucu at cambazı olamayacağını anlar. İkinci hikaye olan “Tante Rosa Rahibeler Okulunda” ise Rosa bir rahibeler okulundadır. Ona öğretilen kadın bedeninin dikkat çekmemesi için siyah giymek, içini öldürmektir. Tüm bedensel, zihinsel hazlarından ayrılarak arzulara gem vurmaktır. Hatta öyledir ki bu okulda yıkanırken dahi soyunmak yasaktır.

Diğer bir husus ise toplumun kadın üzerindeki güzellik algısını, tek tip kadın tipini eleştirecek yöndedir. Rahibeler okulunda Rosa’ya yemek düşkünlüğünün, mide doygunluğunun kötü bir şey olduğunu anlatmaları, bizlere kadının zayıf kalabilmesi ve toplumun güzellik anlayışına her daim uyması hususunu çağrıştırır. Çünkü şişman kadın toplumca göz zevkine hitap etmeyen kadındır. Nitekim Tante Rosa bu okula uyum sağlayamadığı gerekçesiyle cezalandırılacaktır. Kadın bedeni üzerinden yapılan anlatımlara en yoğun olarak bu bölümde karşılaşırız. Kitabın üçüncü bölümü “Tante Rosa’nın Hayvanları” dır. Bu bölümde Tante Rosa ona aşılanan “içini öldürmeyi” ezip geçerek Hans ile bekaretini kaybeder. Kendisine “namusu kirlenmiş” damgası yapıştırılan Rosa evlenmek zorunda kalarak istemediği bir cinsel hayat yaşamaya başlar ve çocuklarına bakar.

Kırılma Noktası

Dördüncü bölüm “Tante Rosa Aforoz Ediliyor” da ine kadının doğurganlığı, kadın bedeni üzerinden yapılan anlatımlarla karşılaşırız. Rosa çok yediği için göbeğini saklamak zorundadır ve bunun için korse takar. Tüm gününü çocuklarını emzirmek ile geçirir. Bir mektup ile ailesini terk ettiği için kilise tarafından aforoz edilmiştir. Hatta öyledir ki Rosa’nın bu hareketi için beklenen son bir ölümdür, bir uçurumdur, bir düşüştür. Herkesçe ölüme layık görülmesidir. Rosa her bölümde ismi geçen ve geçimini sağlamaya yardım eden “Sizlerle Başbaşa” dergisini okumaktadır.

Tante Rosa’nın ikinci kocası keman çalmaktadır ve daha sonra ölmüştür. Rosa parasızlığın getirdiği çaresizlik ile Sizlerle Başbaşa dergisinden gördüğü iş ilanlarına bakarak tuvaletçilik, vestiyercilik gibi birçok işte çalışır. Kimi zaman şişme yataklar satar kimi zaman tezgahtarlık yapar. Rosa parasızdır ama asla kendinden ödün vermez. Parasızlığın onu umutsuzluğa sürüklemesine izin vermez. Kırmızı rujunu sürer, en güzel giysilerini giyer ve süslenir. Yaşlığının onu hiçbir zaman düşkün bir konuma getirmesine izin vermez. Aslında o kadar yalnızdır ki kendi kendine “Tante Rosa,Tante Rosa I love you” şarkıları dahi söyler.

On ikinci bölümde “Tante Rosa’nın Düşü” Sevgi Soysal, Rosa için şunları söylemiştir:

“Ah işte Rosa, hiçbir sınava yalnız girmeyi bilmeyen Rosa. Her şeyi birbirine karıştıran Rosa, hiçbir şeyin gerçek adını öğrenmeden yaşlanan Rosa. Kadın Rosa, aptal Rosa”

Tante Rosa’da Tema

Kitabın alt teması olarak sayabileceğimiz özgürlük teması en çok kendini bu satırlarda göstermiştir.

“O Rosa ki her dehlize sokulabilir. O Rosa ki her dehlize sokulabilir. O Rosa ki istenirse yaşar ve ölür. O Rosa ki şu şartlarda da bu şartlarda da yaşar. O Rosa ki acıklı da gülünç de olabilir. O Rosa ki ne bir nokta ne de bir virgüldür. O Rosa ki başkası tarafından verilmiş bir ad, başkası tarafından çektirilmiş acılardır. O Rosa ki beceriksizliklerde ısrardır. O Rosa ki kimseye bir şey öğretmeyip, kimseden bir şey öğrenmeyendir.”

Kitabın öne çıkan temaları yabancılaşma, yalnızlaşma, hayal-hakikat ve kadınlıktır. Rosa içinde bulunduğu toplumda farklı bir insandır. Kalıplara girmez ve bunu reddeder bu yüzden toplumca dışlanmış, aforoz edilmiş kişidir. Toplumun ona kadınlık üzerinden yüklediği tüm algıları kırarak kendi olmanın yolundadır. Ayrıca kendini prenses olarak görür prensinin gelmeyeceğini bile bile onu beklemeye devam eder. Alt temalar olarak ise annelik, kadınlık, özgürlük konuları ön plana çıkar.

Adnan Binyazar’ın Sevgi Soysal ile yaptığı bir röportajda “Tante Rosa kimdir?” sorusuna verdiği cevap bizlere Tante Rosa hikayesinin aslında gerçek olduğunu ve bu hikayenin Sevgi Soysal’ın hayatından izler taşıdığını gösterir. Mehmet H. Doğan’a göre;

“Tante Rosa’daki hikayelerde, yaşamın sonradan sinsice konmuş bütün kurallarına, sınırlandırmalarına başkaldıran, içinden gelen dürtülere daha çok inanan bir insanı anlatır Sevgi Soysal “

Sonuç

Sonuç olarak Tante Rosa’yı “normları yıkan kadın” olarak değerlendirmek yanlış olmaz. Tante Rosa, toplumun ideal normlarına uymadığı için toplum tarafından yabancılaştırılmış, yalnızlaştırılmış kişidir. Tante Rosa’nın asıl derdi yalnızlıktır. Yaşlılığında dahi kırışmış bedeniyle süslü kıyafetler giyip, saçlarını özen gösterip, kırmızı rujunu sürmeyi ihmal etmemiştir. Rosa’ya göre eskimek hayvanların ve eşyaların hakkıdır. Tante Rosa tüm başarısızlıklarına rağmen okuyucu tarafından sevilmiş ve cesur bir temsilci olmuştur.

Leave a Reply