Roman, Romans, Pikaro, Hikaye Nedir?

DON KİŞOT

Bu yazımızda Roman, Romans, Pikaro ve Hikaye türlerini tarihçelerine ve özelliklerine yer vereceğiz. Ek olarak hikaye ve roman arasındaki farklılıkları ele alarak bir romanın nasıl inceleneceğine de yer vereceğiz.


Roman

Batı Edebiyatı’nda 17.yüzyılın başlarında başlamış, sonraki yüzyıllarda gelişmiş, 20. yüzyılda önemli bir dönüşüme uğramış 400 yıllık tarihi olan bir türdür. Türk Edebiyatı’nda 1800’lü yılların başında (Tanzimat devrinde) intikal etmiştir.

Roman, insan hayatını bütün yönleri ile anlatmak ve yansıtmak amacıyla yazılmış bir türdür. İnsan hayatına tutulmuş bir ayna olarak nitelendirmek mümkündür. Roman Batı Edebiyatı’nda bir dizi tahkiye içeren metinlerdir. Romanda esas olan insan hayatının olaylara bağlı olarak anlatılmasıdır.


Romans ve Pikaro

Romanslar, halk aşk hikayelerinin batıdaki biçimidir. Şövalye hikayeleri de aşk hikayelerinin içindedir. Bu türün edebiyatımızda da bir karşılığı bulunmaktadır.

Pikaro, gezgin bir kahramanın yaşadığı maceraları dile getiren eserlerdir. 17. yüzyılın başlarına gelindiğinde 1604 yılında ilk önemli roman olarak nitelendirilen (Edebiyat tarihçileri tarafından) “Don Kişot” bu yılda yayımlanmıştır. Eserin özelliği şövalye hikayelerini içermesidir. Bir romans özelliği taşımamaktadır. Don Kişot eserini bir romanstan ayıran özellik “gerçeliktir”. Olayların tüm teferruatıyla anlatılması ve bunun sonucuyla inandırıcılığın artması romanı romanstan, halk hikayelerinden, pikarodan ayıran bir özelliktir. Olay örgüsü, şahıs kadrosu, mekan, zaman, bakış açısı romanın önemli özelliklerindendir. Destanlarda olaylar olağanüstüyken romanda olay olağandır, gerçekliğe bağlıdır. Zaman, romandan önceki türlerde belirsizdir. Romanda ise zaman tüm teferruatı ile verilmiştir. Mekan, masal türünde hayaliyken romanda gerçektir. Konu bakımından ise romandan önceki türlerde olması gereken anlatılırken romanda olan anlatılmıştır


Hikaye

Hikaye, kavram olarak bir olayın anlatılmasıdır. Batı Edebiyatı’nda 19. yüzyılda ortaya çıkan bir türdür. İlk dönem yazarlarından biri Maupassant’tır.

Hikaye ve roman arasındaki fark, hikayede aslolan insan hayatının bir yönünün, bir anının, bir kesitinin anlatılması söz konusudur. Hikayede tek bir olay vardır ve olay örgüsü yoktur. Romanda ise birden fazla olay örgüsü vardır.

Hikayeleri de kendi içinde iki şekilde tasnifleyebiliriz. İlki hacim bakımından büyük olan hikayelerdir. Bu hikayelere Türk Edebiyatı’nda uzun hikaye, Batı Edebiyatı’nda novel denilmektedir. Diğer tasnif 19-20. yüzyıldaki hikayenin özelliğini kapsamaktadır. Bunlar Olay merkezli (Maupassant) hikaye, Durum tarzı (Çehov) hikayedir. Olay merkezli hikayenin Türk Edebiyatı’ndaki temsilcisi Ömer Seyfettin, Durum tarzı hikayenin temsilcisi ise Sait Faik Abasıyanıktır.


Roman İncelemesi Nasıl Yapılır?

Bir romanın başından sonuna kadar olan bir olay mevcuttur ve buna ana olay denir. Ara olaylar ana olaylar etrafında şekillenir. Bunları birbirine bağlayan şey sebep-sonuç ilişkisi vardır.

Ara OlayAna OlayAra Olay
Romanda olay örgüsünün safhaları
Serim: Romanın kahramanlarının tanıtıldığı, söz konusu edilecek olan meselenin başladığı bölüm, olaylara temel teşkil eder.
Düğüm: Başlayan olaylar gelişir.
Çözüm: Olayların sonu

Bir meselenin, bir gerilim, çatışmanın olmadığı roman olamaz. Çatışma, serim bölümünde başlar. Düğümde had safhaya ulaşır ve çözümde çatışma azalır veya son bulur.

Leave a Reply